Yüce Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki, Dinî bayramlarımızdan ikincisi olan Kurban bayramını 28 HAZİRAN ÇARŞAMBA Günü idrak etmiş olacağız. Hz. Peygamber (s.a.s.) Kurban Bayramının değerini şöyle ifade buyurmuştur:
"Allah katında günlerin en büyüğü Kurban bayramı günüdür, bunu, fazilette (teşrik günlerinin ikinci günü olan) Nefr günü takip eder." (Ebu Davûd, Menâsik, 19)

Kurban Bayramı günleri İslam âlemi için çok önemli ve faziletli günledir. Sadece bizler değil, yeryüzündeki milyonlarca Müslüman aynı duygu ve heyecanla bu bayramı kutlamaktadır. Dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen iki milyonu aşkın Müslüman, Arafat'ta, Müzdelife'de, Mina'da ve Kâbe-i Muazzama'nın etrafında bir araya gelerek, tüm insanlığa İslam'ın kardeşlik ve birlik-beraberlik mesajını ulaştırıyorlar.

Bayramlar, yeme, içme ve eğlenme şükretme günleridir. Kurban Bayramı günleri de Müslümanlar için ziyafet ve ikram günleridir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bir hadis-i şerifte; "Arefe, kurban ve teşrik günleri biz Müslümanların bayramıdır. Bu günler yeme, içme günleridir" (Ebu Davûd, Savm, 49; Tirmizî, Savm, 59) buyurmuştur. Bundan dolayıdır ki, senenin diğer günlerinde oruç tutmak caiz olduğu halde, Ramazan Bayramının birinci günü ile Kurban Bayramının dört gününde tahrimen mekruh sayılmıştır.
Bugünler; Allah'a yakınlaşmak ve O'nun hoşnutluğunu kazanmak maksadıyla kurbanların kesildiği mübarek günlerdir. Kurban, Allah'a yaklaşmaya ve O'nun rızasını kazanmaya vesile olan bir ibadettir. Kurban ibadeti, Allah yolunda yapılan bir fedakârlıktır. Maddeyi manaya, dünyayı ahirete feda etmenin, Allah'n rızasını her şeyden üstün tutmanın bir ifadesidir. Hz. İbrahim (a.s.) ve oğlu Hz. İsmail (a.s.) en büyük fedakârlığı yapmışlar, Allah'a teslimiyette, O'nun rızası uğrunda insanın en değerli varlığı olan canından ve evladından bile geçilebileceği konusunda en güzel örnek olmuşlardır. İşte kurban biz mü'minlere, Hz. İbrahim ve İsmail'in yüce Allah'a kayıtsız şartsız teslimiyetlerini hatırlatır.

Kurban ibadetinin ferdî ve ictimaî (toplumsal) birçok faydası bulunmaktadır. Kurban, insanı aşırı mal sevgisinden ve cimrilikten kurtarır. İnsanlar arasında sevgi, saygı, merhametin artmasını sağlar; toplumda paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma duygularını geliştirir. Kurban ibadeti, geçmiş günahlardan arınmamıza vesile olur. Bunun için imkanı bulunan kimse kurbanı kesilirken başında durmalı, kurban ibadetini büyük bir kulluk heyecanıyla ve özenle yerine getirmeye çalışmalıdır.
Böyle bayram günlerinde herkes yiyip içerken yetim, öksüz ve kimsesizler boynu bükük, fakirler de hüzün ve kederleriyle başbaşa bırakılmamalıdır. Bayramlar bir yönüyle de acı ve kederlerin paylaşılması, sevinç ve mutlulukları çoğaltılması gereken günlerdir. Bayramlarımız, sevgi, saygı, kardeşlik, birlik ve beraberlik duygularının pekiştirildiği; toplumsal bütünleşme ve kaynaşmanın sağlandığı müstesna zaman dilimidir. Öyleyse, dargınlıklara ve kırgınlıklara son vermeli, bayram sevincini eş, dost, akraba, komşu ve çevremizdeki tüm insanlarla birlikte yaşamaya gayret göstermeliyiz. Özellikle dünyanın çeşitli bölgelerinde açlık ve sefaletle mücadele eden, savaş ve terör olayları nedeniyle mağdur durumda bulunan din kardeşlerimize yardım elimizi uzatmalı, onlar için dua etmeliyiz.

Müslüman bencil, katı kalpli asla olamaz. O, sadece kendisinin ve ailesinin iyiliğini değil, bütün din kardeşlerinin huzur ve mutluluğunu düşünür. Hz. Peygamber (s.a.s.) kalp katılığından kurtulmanın ilacı olarak, yetim ve yoksullarla ilgilenmeyi tavsiye etmiştir. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur: "Kalbinin yumuşamasını istiyorsan yoksulları doyur ve yetim başını okşa." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 263, 387)

Kur'an'da, "...Artık ondan, hem kendiniz yiyin, hem de yoksula, fakire yedirin..." (Hac, 22/28, 36) buyrulduğu üzere kurban kesen Müslümanlar, kurban etinden hem kendisi yemeli, hem de yakınlarına ikramda bulunmalı, özellikle de fakirlere sadaka olarak dağıtmalıdırlar.

Sevgi ve kardeşliğimizin, birlik-beraberliğimizin ve Hakk'a teslimiyetimizin kesilen kurbanlarla beraber zirveye ulaştığı mübarek Kurban Bayramını en içten dileklerimle tebrik eder, bu mübarek bayramın milletimizin, İslam âleminin ve tüm insanlığın barış ve huzuruna vesile olmasını Yüce Allah'tan niyaz ederim

Mehmet Sönmezoğlu