Başkan Kan’ın yaşadığı mahkeme süreci deyim yerindeyse olumsuz etki yarattı. Başkan Kan bunlara itiraz etse de önemli olan Ankara Genel Merkeze yansıyan yönü ve il teşkilatının bakış açısıydı. Bu gelişmeler karşısında iktidar partisinde Kandıra, büyük rekabete gebe… Mevcut başkan Kan’ın karşısında aynı partiden bildiğiniz gibi 9 aday adayı çıktı. Genel olarak baktığımızda artı ve eksileriyle bu isimlerden bana göre sadece 4 aday adayının yıldızı daha parlak.
Bu sıralamayı sırasıyla açıklamak gerekirse; Muhsin Tekol kurucu üyelerden ve aynı zamanda partisine sadık bir isim. Beyefendi kişiliğiyle öne çıkıyor. Bölge halkının saygı duyması da kendisini rakipleri arasında bir adım öne çıkartıyor. Ercüment Şahin ise; Kandıra eski belediye başkanı olması ve siyasetten hiç kopmamasıyla etkili. Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu ile birlikte Demokrat Parti’den Ak Parti’ye geçmesi ve birlikte siyasete devam etmesi bu ismi de öne çıkaran önemli bir artı. Avukat Emel Ceylan Balcıoğlu ise Kandıra’nın kızı. Deyim yerindeyse müthiş bir performans sergileyerek tüm köyleri tek tek geziyor ve kendini köy halkına tanıtıyor. Tabi başbakanın bayan kontenjanını da düşünürsek Balcıoğlu Kandıra için tek bayan aday adayı. Ünal Köken Büyükşehir Belediyesi’nde başarılı çalışmalarından dolayı Başkan Karaosmanoğlu ve il başkanının büyük beğenisini toplamış bir isim. Zaten idareci sıfatı ile Kocaeli’de de konuşulan bir isim olmuştu. Bu da kendisini diğerlerinden farklılaştıran unsur… Şimdi bu 4 isim Kandıra Belediye Başkanlığı için çok konuşuluyor. Ama bu isimler arasında da Muhsin Tekol ve Ünal Köken burun farkıyla önde gibi. Çünkü biri idareci diğeri ise eski siyasetçi. Balcıoğlu ve Şahin ise artılarıyla bu ikiliyi zorluyor. Diğer aday adayları ise bu kare içinde şimdilik geri saflarda dersek yanlış olmaz. Tabi bunlar bizim düşüncelerimiz. Önemli olan Ak Parti’nin düşüncesi. Bir beş yıl için kimi uygun görecek, kiminle bu sıkıntılı süreci silecek hep birlikte göreceğiz. Ama kim olursa olsun Kandıra’da bir değişim olacak. 13 Kasım 2013 tarihli Murat Ulaşan yazısı