Kılıç Elektrik
Eriş Organizasyon (Sol 3)
Ata Fırın
Yaman Teknik (Sol 6)
Tonguçlar (Sağ 1)
Dinç Mühendislik Masaüstü
kocyigit (sağ blok 3)
Naturel Piknik (Sağ 4)
Dönmez İnşaat (Sağ 5)

Röportaj

Manifaturacılık mesleği bitti

Kandıra’nın en eski manifaturacılarından Aziz Güneş, 80’li yıllarda altın çağını yaşayan manifaturacılık mesleğinin bittiğini söyledi

16 Aralık 2015 Saat: 12:00
YORUM YAPTavsiye EtYazdır

Bu haber 6.483 kez okunmuştur

Manifaturacılık mesleği bitti
Manifaturacılık mesleği bitti

Kandıra Çarşı Mahallesi Türkocağı Caddesi üzerinde 1900’lü yıllarda dedesi Aziz Güneş’in açtığı manifaturacı dükkanını bugüne kadar getiren ve dede mesleğini devam ettiren Aziz Güneş ile keyifli bir söyleşi yaptık. Kandıra’nın başarılı isimlerini kaleme aldığımız yazı dizimizin bu haftaki konuğu olan Güneş, manifaturacılık mesleği ile ilgili deneyimlerini ve anılarını bizimle paylaştı. Bir zamanların en çok tercih edilen manifaturacılık mesleğinin günümüzde can çekiştiğini ifade eden Güneş, tek amaçlarının dede mesleğini devam ettirmek olduğunu söyledi. İşte Güneş ile yaptığımız keyifli sohbet;

Öncelikle sizi tanıyalım… Aziz Güneş kimdir?

1953, Kandıra doğumluyum. Dededen kalma manifatura mesleği ile uğraşmaktayım. Dedemin ismi de Aziz Güneş. Dedemin 1900 yılında kurduğu bu müesseseyi devam ettiriyoruz. İplik ticareti yaparak kurulmuş olan bu müesseseyi, manifatura, konfeksiyon, halı, mobilya gibi zaman içinde değişiklik yaparak bu günlere getirdik. 1963 yılından beri dükkanda çalışıyorum. Geçtiğimiz yıl Esnaf ve Sanatkarlar Odası’ndan 40 yılımızı doldurduğumuz için plaket aldık.

Ticarete başladığınız yıllarda müşterilerinizin en çok talep ettiği ürün neydi?

Babamın zamanında yani 60’lı yıllarda köylü vatandaşlara en çok sattığımız ürün kilim ipliğiydi. Eskiden pantolon dokunurdu, halı dokunurdu. İplik ağırlıklı satış yapardık. Ayda 60-70 top yatak yüzü satılırdı. Bugün senede 4 top satabiliyoruz. Onu da şimdi anlıyoruz, farelerin yüzünden para kazanmışız.

BENDEN SONRA KEPENKLER KAPANACAK

O zamanlar esnafın ekonomik durumu nasıldı?

O zamanlar şimdiye göre iş daha fazlaydı. Güzel para kazanıyorduk. Manifaturacılık mesleği 1980’li yıllarda altın çağını yaşadı. Özellikle 80’li ve 90’lı yıllarda çok para kazandık. Şu an esnaf kendisini çevirmekle meşgul. Bizde baba mesleğimizi sürdürmekle meşgulüz. Para kazanmak gibi bir durum yok. Bugüne kadar ne kazandıysak bu meslek sayesinde kazandık. Bunun için de mutluyum. Severek yaptık, severek de devam ediyoruz ama son yıllarımız. Geriden oğlumuz olmadığı için artık bizden sonra kepenkler kapanacak.

ÇUVALLARIMIZ ÇOK KIYMETLİYDİ

Meslekte yaşadığınız ilginç bir anınız var mı?

Ben 10 yaşında bu dükkânda çalışmaya başladım. Babam dükkânda tek olduğu için 15 yaşında tek başıma İstanbul'a mal almaya gidiyordum. O zamanlar manifatura çuvalları o kadar kıymetliydi ki bulamıyorduk. Çuvallarla birlikte sabahın 5’inde karlı yollarda İstanbul'a giderdik. Onlara mal koyar gelir, gelince yine çuvalları tamir ederdik. Çok zordu.

MANİFATURACILIK BİTTİ

O dönemler manifaturacılık çok yaygındı. Kandıra’da ne kadar manifaturacı vardı, şuan kaç kişi devam ettiriyor?

Manifaturacı şu anda çok azaldı. Eskiden Niyazi Balık, Hasan Akalın, Esat Akalın, Raif Akalın, Vedat Akalın'ın babası Sedat Akalın'ın babası vardı. Bulgurcular köylerde ağırlıklı ticaret yaparlardı. 70’li yıllardan sonra onlar da merkezde dükkan açtılar. Şu anda üç manifaturacı Akalınlar, Bulgurcular ve biz Güneşler kaldık. O zamanlar Yahudi tüccarlar “Bizim mesleğimiz ölmez doğarken de bez lazım ölürken de bez lazım” derlerdi ama maalesef meslek bitti. Dedemiz, babamız ve ben bu mesleği severek yaptık.

KARNEDE ZAYIF GELİNCE ÖDÜLLENDİRİLİYORDUK

Eğitim durumunuz nedir?

Ben lise mezunuyum. Babam eğer okursam Kandıra'ya beğenip gelmem diye korkardı. Bu yüzden karnemde ne kadar çok zayıf getirirsem o kadar çok ödül alırdı. İstanbul'da okuyordum. Benim motosiklet hastalığım vardı gençken. Babam bana çok zayıf getirdiğim sınıfta motosikleti aldı. Ne kadar çok zayıf getirirsem ödülün büyüklüğü de o kadar büyük olurdu. Tek erkektim. Üniversiteyi okursam bir daha Kandıra’yı beğenip gelmem diye babam çok korkuyordu. O dönemler benim de işime gelmiş. Kararımdan da pişman değilim. Liseyi bitirdim ve dükkana çakıldım. O gün bugündür bu meslekteyim.

Müşterilerin alışveriş şeklinde yıllar içinde bir farklılık oldu mu?

Kesinlikle. Depremden sonra ticaretin şekli değişti. Eskiden düğün zamanı köylü gelir, ne eksiği varsa makarasından mobilyasına kadar her şeyini alırdı. Bugün ise gelinlik alınacaksa gelinlikçiden, tül alacaksa tülcüden, mobilyayı mobilyacıdan almaya başladı ve bizim işler adım adım geri gitti. Eskiden evlenecek kızların hiçbir söz hakkı yoktu. Kızın yakınları gelir ne eksiği varsa renginin dahi fikrini sormadan alırdı. Gelin de utancından bakamazdı bile, razı olurdu. Artık bu gelenek 15-20 yıl gerilerde kaldı. Bugün gelin ve damat birlikte el ele alışveriş yapmaya geliyor. Onun dışında örneğin biz köylüye atlet, külot, iç çamaşırı ve havlu satamazdık. Patiska alır kendileri dikerlerdi. Ne gerek var hazırı var derdik ama dinletemezdik. Daha sonra tabii paket paket satılmaya başlandı. Nevresim, çarşaf satışı yoktu. Köylü kendisi dikerdi. Çok yıllar sonra insanlara nevresim satmaya başladık.

Siyasetle hiç ilgilendiniz mi?

Siyaseti babam da sevmezdi, bende sevmiyorum. Böyle olmak daha iyi. Bu şekilde her kesime hitap edebiliyorsun. Teklifler çok oldu bilhassa Anavatan Partisi döneminde. CHP'den de oldu ama girmiyoruz siyasete. Çünkü sevmiyoruz. Aileden uğraşanlar var zaten. Hem CHP tarafında hem Doğruyol Partisi tarafında akrabalarımız var. Her seçimde de farklı oy kullandığımızı bilirim. Aile üyelerimizden kim hangi partide ise ona oy veririz. Aile bağlarımız güçlüdür. 

İNŞALLAH GEBZE GİBİ OLMAYIZ

Çocukluğunuzdan bu yana Kandıra’da ne gibi değişiklikler oldu?

Kandıra'da çok fazla bir değişiklik görmüyorum. Sadece Kandıra-İzmit yolunun yapılmasından sonra biraz gelişmeye başladı. Yolun yapılması da Kandıra esnafına ticari anlamda büyük zarar oldu ama halkımız açısından tabi ki çok iyi oldu. Birde son beş yıldır yabancıların Kandıra'dan tarla almaları ilçemizde yeni yüzler görmemize neden oldu. Farklı illerden gelen insanların ilçemiz için iyi mi yoksa kötü mü olduğunu ilerleyen günlerde göreceğiz. İnşallah Kandıra’mız Gebze gibi olmaz. 

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Kandıra halkımız ilçemizden kopmasın. Evini satıp gitmesin. Bunun acısını çekenleri çok duyuyoruz. Biz kopmamaya çalışıyoruz. Benim İstanbul'da da evim var ama dükkanı sağlık sorunları nedeniyle kapatmak zorunda kalsam 2 gün İstanbul'da kalıyorsam 5 gün Kandıra'da kalırım. İnsan sokağa çıktığında tanıdık bir yüz görmek istiyor. Güzel ilçemize sahip çıkalım diyorum. 

       

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kandıranın Sesi, Haberin Doğru Adresi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑