Kılıç Elektrik
Eriş Organizasyon (Sol 3)
Ata Fırın
Yaman Teknik (Sol 6)
Tonguçlar (Sağ 1)
Dinç Mühendislik Masaüstü
Naturel Piknik (Sağ 3)
Dönmez İnşaat (Sağ 4)
Mavi Köşe (Haber İçi Resim Üstü)

Röportaj

Sağlık eski Bakanı Kazım Dinç; “Biz bölücülerle asla bir arada olmayız”

Geçmiş dönem Sağlık Bakanı M. Kazım Dinç, “Biz bölücülerle asla bir arada olmayız. Bölücülere çanak tutan, onların değirmenine su taşıyanlarla da beraber olamayız” dedi.

12 Mayıs 2023 Saat: 19:59
YORUM YAPTavsiye EtYazdır

Bu haber 1.436 kez okunmuştur

Sağlık eski Bakanı Kazım Dinç; “Biz bölücülerle asla bir arada olmayız”
Sağlık eski Bakanı Kazım Dinç; “Biz bölücülerle asla bir arada olmayız”

Geçmiş dönem Sağlık Bakanı M. Kazım Dinç, gazetemizi ziyaret ederek, 14 Mayıs seçimlerine dair özel açıklamalarda bulundu. Ülkemizin geleceğini ciddi anlamda etkileyecek olan bir seçim olduğunu söyleyen Dinç, “‘Özgürlüğüne kavuşturacağız’ dedikleri belediye başkanları suçsuz yere cezaevinde yatmıyorlar yada suçsuz yere görevden uzaklaştırılmamışlar. Yaptıkları soysuzluklar, yasalara aykırı hareket etmekleri sonucunda oradalar. Bir Cumhurbaşkanı adayı kalkıp da özgürlük vaat edebilir mi? Selahattin Demirtaş’a, Abdullah Öcalan’a nasıl özgürlük verebilirsin? Niyetleri Türkiye’yi bölmek. Biz de vermeyeceğiz diyoruz, böldürmeyeceğiz!” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİNİ HAZMEDEMİYORLAR
Dinç sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye büyük bir devlet olma yolundadır. Ülkemiz büyüdükçe, zenginleştikçe halkımız da zenginleşip büyüyor. İlçelerimiz, köylerimiz, şehirlerimiz büyüyor. Ülkemizin bu şekilde büyümesi ve kendi bölgesinde kanaat önderi olmasını hazmedemeyen dış güçlerin Türkiye’nin üzerinde emelleri var. Petrolden, doğalgazdan, yeraltı kaynaklarından, bankalardan, fonlardan, tarımdan tutun her şeyden bahsedebiliriz. Bunlar Türkiye’nin kaynaklarının bir şekilde kendi taraflarına akmasını düşünen ve bunun için de çaba sarf eden güçler. Burada Türkiye’nin büyümesini nasıl engelleriz, kendi tarafımıza nasıl katabiliriz, hızla büyüyen Türkiye’yi nasıl frene bastırabiliriz, bunun planlarını yapıyorlar.

İSİMLER DEĞİŞTİ, ZİHNİYET AYNI
Bütün bunlar bizim yaşadığımız olaylardır.1950 seçimlerinde Demokrat Parti halkın partisi olarak işin başına geldiğinde köylüsü, esnafı herkes destekledi ve Demokrat Parti iktidar oldu. Dış güçlerin taleplerini yerine getirmedikleri için 1960’ta ihtilal yaptılar. Türkiye 20 sene geri gitti. 1980’de yine başarılı oldular siyaset koptu, partiler kapatıldı. Bu ülke çok büyük badireler atlattı. İsimler değişebilir ama zihniyet aynı zihniyet. AK Parti hükümeti ülkemizi bir yerlere kadar geldi. Ak Parti’nin gelişeceği, büyüyeceği 2002 seçimlerinden belliydi.

TÜRKİYE DOĞRU YOLDADIR
Dış güçler ülkemizin menfaati, kalkınması, halkımızın refahı, mutluluğu için çalışmıyorlar, onlar kendi menfaatleri için çalışıyorlar. Türkiye’yi kendi menfaatleri doğrultusunda ne şekilde idare edebiliriz ona bakıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız Birleşmiş Milletler’de ‘Dünya beşten büyüktür’ ifadesi ile dış güçlere çok güzel bir mesaj vermiştir. Türkiye doğru yoldadır. Hakikaten Türkiye’ye yakışır bir şekilde büyüyoruz. Eksiklikler olabilir, hatalar olabilir, dedikodular da olur ama Türkiye doğru yoldadır.

HALKIMIZIN FERASETİNE GÜVENİYORUM
14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimde tercihimizi istikrarlı bir şekilde büyüyen, kalkınması ile yatırımları ile kendi bölgesinde parlayan bir yıldız olan Türkiye’nin önünü kesmeye kalkışanlara karşı kullanmalıyız. Bunu Anadolu Türk halkının feraseti yapar, ben de halkımızın ferasetine sonuna kadar güveniyorum. Çünkü bizim milletimiz sandığa giderken vicdanlarına danışırlar. Cumhurbaşkanımız bizim maaşımı arttırdı, destek verdi, petrol buldu, gaz buldu, otomobil yaptı, gemi yaptı, uçak yaptı, madenlerimizi işler hale getirdi, sanayimizi güçlendirdi. Pandemi döneminde fabrikalarımızı çalıştırdı, enflasyonla boğuşurken sanayicilerimizi, tüccarımızı teşvik etti, onları destekledi. Bunların hepsini milletimizin mutluluğu, refahı, kalkınması için yaptı. Bende bu düşüncede olan felsefeyi desteklerim, bunu halkımız da destekliyor.

TAM BAŞINI EZMİŞKEN ŞİMDİ MÜCADELE ETMEYECEK MİYİZ?
Bir tarafta da 60’lı, 80’li yıllardan beri tanıdıklarımız, köstek olmaya çalışanlar var. Yabancı bir ülkenin ülkemiz üzerinde yapmak istediği operasyonlar var. Bunlar aşağı yukarı 40 yıldan beri mücadele ettiğimiz, tankımızla, topumuzla, paramızla mücadele ettiğimiz, bu sayede fakirleştiğimiz, doğal kaynaklarımızdan istifade edemediğimiz bir güçle 40 yıldan beri mücadele ediyoruz. Tam bunların başını ezmişken şimdi her şeyi yıkmak isteyenlere karşı mücadele etmeyecek miyiz?

BİR KARIŞ TOPRAK VERMEYİZ
Burada bizim halkımız ülkemizin bölünmesini istemiyoruz diyor. Misak-ı Milli sınırlarımızın içerisinde hiçbir şekilde yabancı unsur görmek istemiyoruz diyor. 1920’de Sevr antlaşmasıyla ülkemizi bölmeye kalktılar ama başaramadılar. Topumuzla tüfeğimizle, kazmamızla küreğimizle Yunanları denize döktük. Sonra Lozan’ı önlerine koyduk ve imzaladık. Misak-ı Milli sınırlarımız çizildi. Burada Hatay’ı da kazandık. Şu anda bizim sınırlarımız budur, buradan bir karış toprak vermeyiz.

BÖLÜCÜLERLE ASLA BİR ARADA OLAMAYIZ
Biz asla bölücülerle bir arada olamayız. Bölücülere çanak tutan, onların değirmenine su taşıyanlarla da beraber olamayız. ‘Özgürlüğüne kavuşturacağız’ dedikleri belediye başkanları suçsuz yere cezaevinde yatmıyorlar yada suçsuz yere görevden uzaklaştırılmamışlar. Yaptıkları soysuzluklar, yasalara aykırı hareket etmekleri sonucunda oradalar. Burası aşiret devleti değil. Yasalara uygun hareket edersen sana hiç kimse bir şey yapamaz. Ama sen yasaları çiğniyorsan, belediyenin araçlarıyla PKK’ya malzeme, silah, cephane gönderiyorsan bu millet, bu devlet senin yakana yapışır. Bir Cumhurbaşkanı adayı kalkıp da özgürlük vaat edebilir mi? Kime özgürlük vereceksin, hapiste yatanlara nasıl özgürlük verebiliyorsun, Selahattin Demirtaş’a, Abdullah Öcalan’a nasıl özgürlük verebilirsin? Bunlar Türk mahkemelerinde yargılanmış, cezaları kesilmiş, cezalarını çekiyorlar. Niyetleri Türkiye’yi bölmek. Biz de vermeyeceğiz diyoruz, böldürmeyeceğiz!

SÖZÜNÜ TUTAN SİYASETÇİ BAŞARIYA ULAŞIR
Siyasette güven ortamı çok önemlidir. Her şeyden önce vatandaşına milletine güven vereceksin. Doğruyu söyleyen dokuz köyden kovulur derler ama öyle değil. Özellikle siyasette ben bunu yapacağım deyip yapacağına inandırırsa o siyasetçi makbul insandır ve başarıya ulaşır. Ben kendimden pay biçeyim, Kandıra için ne söylediysem ne söz verdiysem hepsini yaptım. Şahısların üzerinde konuşmuyoruz ama fikirler hepsinin üzerinde yapılan icraatlar Türkiye’nin gerçek anlamda önünü açmıştır. Halkımız feraset sahibidir. Elini vicdanına koyarak sandığa gideceğinden ve vatanımız için hayırlı bir seçim yapacağından eminim.”

       

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kandıranın Sesi, Haberin Doğru Adresi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑