Sağlıkçılar iş bıraktı

2 Ağustos 2023 Saat: 04:14
Sağlıkçılar iş bıraktı
Sağlık çalışanları, iki yılın memur maaşlarının belirlenmesi için yapılacak 7. Dönem toplu sözleşmeler öncesi Türkiye genelinde 1-2 Ağustos tarihlerinde iki günlük greve gitti.

Sağlık çalışanları, memur maaşlarının belirlenmesi için yapılacak sözleşmeler öncesi Türkiye genelinde iş bıraktı. Bugün başlayan grev yarın da devam edecek. 19 sendika 2 aile hekimliği federasyonundan oluşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu’na (SABİM) bağlı hekim ve sağlık emekçileri, taleplerini dile getirmek amacıyla bugün iş bıraktı. İki gün sürecek iş bırakma eylemine dair basın açıklaması gerçekleştiren platform üyeleri vatandaşların yanlarında olmasını istedi.

ÖLÜYORUZ, ÖLDÜRÜLÜYORUZ
Hekim Birliği Sendikası Üyesi Üroloji Doktoru Fikret Özbakır’ın okuduğu açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Ayrı yönlerimizi bir kenara bırakarak sağlık ve sosyal hizmet kolunda görev yapan kamu çalışanlarının ortak taleplerini, haklı mücadelemizi daha sesli duyurabilmek, birlikteliğimizi ortaya koyabilmek adına SABİM platformu çatısı altında bir araya geldik. Toplu sözleşme taleplerimizi belirleyerek, platformun büyük çoğunluğunun katılımıyla 1-2 Ağustos'ta ülke genelinde iş bırakma kararı aldık. Çünkü; Ölüyoruz! Öldürülüyoruz! Ekonomik olarak açlık sınırındayız, tükeniyoruz. Tırnak makasıyla AVM'lere dahi girilemeyen bir zamanda, silahla polikliniğe girip sağa sola ateş edebilen kişilerle iç içeyiz. Şiddetin gölgesinde hizmet üretmeye çalışırken, her an bu silahtan çıkan bir kurşunla, hatta başımıza indirilen bir oksijen tüpüyle, gelecek bir bıçak darbesiyle ölebiliriz! Şiddeti engellemek için sadece kanunların yeterli olmayacağını biliyoruz! Rant alamna dönüştürülen ve kışkırtılan sağİık talebi, saygının yok edilmesi, eksik istihdamla verilmeye çalışılan hizmet, sanal kuyruklar, 5-10 dakika muayene süreleri. Şiddeti üreten, bu sistemin kendisi, biliyoruz.

EK ÖDEMELERLE AVUTULUYORUZ
Çeşitli kalemler altında ödenen ve emekliliğe yansıtılmayan ek ödemelerle avutuluyoruz, kandırılıyoruz. Gerçek enflasyon karşısında bizlere sadece yüzde 17,5 zam reva görülürken, emekliliğimize yansımayan seyyanen zam ile eğitimli olmak cezalandırılıyor ve mezarda emekliliğe mahkûm ediliyoruz. Alım gücümüz büyük bir hızla azalıyor, fazla çalışma ücretimiz, iş hukukuna göre normal mesaimizin 2 katı olması gerekirken, yarısından az alıyoruz. Çocuklarımız için sağlıklı beslenme koşullarını sağlayamıyoruz, eğitim masraflarını, kiramızı bile ödemekte zorlanıyoruz. Uluslararası aile hekimliği uygulamaları ile ilgisi olmayan düzenlemeler, yetersiz aile sağlığı merkezi gider ödemeleri, yetersiz aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı sorunu çözülmüyor, düşük tavan katsayısı ve destek ödemesi ile aile sağlığı çalışanları yok sayılıyor ve birçok angarya iş yükü ile 85 milyon vatandaşın koruyucu sağlık hizmeti ihmal ediliyor.

HİÇBİR ÜYE ARTIK NEFES ALAMIYOR
2010 yılından bu yana şayisız başarı elde etmiş aile hekimliği uygulaması, liyakatsiz eller sebebiyle geriye gitmeye devam ediyor. 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu'nu düzenlemek yetine 657 sayılı Kanuna göre ceza verilerek anayasal haklar görmezden geliniyor, liyakatsizlik art niyet, yönetimdeki etki alanını giderek arttırıyor. Sağlık sistemindeki kargaşa ve huzursuzluk nedeniyle, hekimlerimiz, hemşirelerimiz, ebelerimiz, teknikerlerimiz, teknisyenlerimiz; genel İdari; teknik ve yardımcı hizmetler sınıflarındaki çalışanlar gibi sağlık ekibinin hiçbir üyesi artık nefes alamıyor. Daha ne kadar dibe vurabiliriz? Artık göğsümüzü gere gere hekimim, hemşireyim, ebeyim, sağlık çalışanıyım demeyi geçtik, çalışanlar olarak memurum demekten utanır hale geldik. Ayrıca, Sarı-Sen'in toplu sözleşme teklifinde ileri sürdüğü, dayanışma aidatım kabul etmiyoruz! Sendikal ikramiyenin barajlara bağlanmasım kabul etmiyoruz! Yetkili sendika tarafından kullanılan ve ayrımcılığa yol açan tabip dışı ifadesini kabul etmiyoruz!

SAĞLIK EKİP İŞİDİR
Ne yapacağız? Kafamızı öne eğip "Boş ver, böyle gelmiş böyle gider, başımı derde sokmayayım” mı diyeceğiz! Yoksa bize yapılan zulme sesimizi çıkarıp tepkimizi mi göstereceğiz? Tabii ki, demokratik tepkimizi meşru zeminde göstererek, hep beraber, tek bir ağızdan artık yeter, hakkımızı verin diyeceğiz! Biliyoruz ki, sağlık, en temel haktır. Sağlık hizmetleri bir ekip işidir ve bir bütündür! Ülkemizde oluşacak ideal sağlık sisteminin en büyük destekçisi olan bizler, hastalarımızın nitelikli tedavi olma, bakım alma ve iyileşme hakkını savunduğumuzun bilinmesini arzu ediyoruz. Pandemide, depremlerde ve her türlü zorlu şartlarda halkımıza ve hastalarımıza verdiğimiz fedakârca hizmetin unutulmamasını bekliyoruz. Nitelikli sağlık hizmeti için verilecek bu mücadelede sadece kendimiz için değil, hastalarımız için de mücadele ettiğimizin bilinciyle, tüm halkımızı yanımızda olmaya davet ediyoruz. Bu sebeplerle hakkımız, halkımız ve hastalarımız İçin, ideal sağlık sistemi için, bugün ve yarın acil işlemler dışında sağlık hizmetini durduruyor, iş bırakıyoruz!”








YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız