CHP Kandıra İlçe Örgütü’nün gerçekleşen Olağanüstü Genel Kurul’unda rakibi Muzaffer Yağız’la seçime giren ve 18 oy farkla başkan seçilen Gülay Eyisabuncular ile keyifli bir söyleşi yaptık. Kadın kolları başkanlığından tanıdığımız Eyisabuncular’ı hem daha yakından tanıdık hem de aday olmaya nasıl karar verdiğini, yönetimini oluştururken nelere dikkat ettiğini ve Kandıra’daki hedeflerini konuştuk. CHP Kandıra İlçe Örgütü’ne ayrı bir heyecan getiren ve partililerin umut kaynağı olan Eyisabuncular’ın samimi açıklamaları şu şekilde;

Öncelikle sizi tanıyalım…
1968, Bursa doğumluyum. 3 çocuk annesiyim. 2 oğlum var. Biri kimya mühendisi diğeri Türkiye’deki 7 dokuma ustasından biri. Bir de 13 yaşında kızım var. Annesiz babasız, büyümüş kendi kendini yetiştirmiş bir kadınım. Ailem Almanya’da yaşıyordu. Yıllarca anne baba hiç görmedim. Lise mezunuyum. Bursa’da Fransızca Eğitim Fakültesi’ni kazanmama rağmen devam edemedim. Bursa’da 2 dönem siyasette bulundum ama çok aktif değildim. Kandıra’ya 4 yıl önce geldim. CHP İlçe Kadın Kolları yönetiminde 1 yıl görev aldım. 3 aydır da kadın kolları başkanı olarak görev yapıyordum. Ben hiçbir zaman kürsü siyasetçisi olamazmışım. Kongrede bunu anladım. Kürsüye çıkmak bana çok zor geldi. Topuklu ayakkabılar, takım elbiseler hiç bana uygun değil. Ben kaprisleri olmayan, şımarıklıkları olmayan, halkın içinden gelmiş, halkı çok seven biriyim. Özellikle yereldeki insanları çok merak eden ve yaşantılarına ortak olmak isteyen bir insanım.

Nasıl bir siyasetçisiniz?
Benim için insan ayrımı yok. AKP’li, MHP’li, kadın-erkek, çoluk-çocuk ayrımı yok. Özeleştiri yapmak gerekirse; yerelde siyaset yapan bayanlar halkçılık ilkemizi uygulamaya kalktıklarında topuklu ayakkabılarla, manikürlenmiş tırnaklarla, fönlenmiş saçlarla köylere gittikleri zaman orada halkçılık ilkesinin zaten üzerini çizmiş oluyorlar. Çünkü köydeki vatandaşlar, “Ben bu kadına erişemem, bu benden çok uzak” diye düşünüyor. Bu benim canımı çok acıtıyor. Böyle olmaz. Eğer Atatürk kadınıysan, cumhuriyet kadınıysan bu övünülecek bir şeydir ama elit tabakayı temsil ediyorsan ben bunu onaylamıyorum. Köylerde yaşayan vatandaşlarımıza inebilmek, hatırını, gönlünü alabilmek, uzaktan usulen el sıkmak değil sarılabilmek, elini öpmek, hayır dualarını alabilmek çok önemli. Ben bunları yapabiliyorum ve bu anlamda kendime güveniyorum.

Yönetiminizi oluştururken en çok neye dikkat ettiniz?
Kandıra’yı tanımadığım, öğreneceğim doğru. Bu yüzden kuvvetli bir yönetim oluşturmaya çalıştım. Bu benim için çok zor bir süreçti. Herkesin görüşlerini alarak çok güçlü bir yönetim oluşturmaya çalıştım. Başardığımı da düşünüyorum. Birisi köyleri çok iyi tanıyor, diğeri sorunları çok iyi biliyor, bir diğeri sıfır kaprisli her yere yanımda gelebilir, birisi dava düşkünü. Yönetimdeki her arkadaşımın güçlü farklı bir yeteneği var. Bu yüzden kendimi şanslı hissediyorum. Arkadaşlarım beni bırakmadığı sürece inşallah Kandıra’da güzel şeyler yapacağız.

Aday olmaya nasıl karar verdiniz?
Bildiğiniz gibi kongrede Muzaffer Yağız ve Mustafa Türk aday olacaktı. Mustafa Türk, ‘Tek aday gösterilirsem çıkarım’ demişti. Muzaffer Yağız’a da saygım sonsuz. Partimize emek veren birisi. Öncelikle eski ilçe başkanımız Recep Şenol’la görüştüm. Daha sonra parti büyüklerimizin fikirlerini aldım. Güzel bir sinerji oluştu. Tanıdığım esnaflardan fikir aldım. Ortaya çıkan sonuca göre artık insanlar partimizin yeniliğe ve toparlanmaya ihtiyacı olduğu görüşündeydi. Bu yüzden ben şanslı oldum. Kendime ve arkadaşlarıma güvenerek aday oldum.

Yaklaşık 1 yıldır kadın kollarında aktif görev yapıyordunuz ve 3 aydır da başkanlığını üstlenmiştiniz. Kadın kollarının son durumu nedir?
Ben kesinlikle kadın kollarını bırakmayacağım. Şuan benimle birlikte bir arkadaşımız yönetimden istifa ettik ancak yerimize gelecek yeni isimleri hemen belirledik. Kısa sürede kadın kollarında çok güzel projeler, çalışmalar yaptık. Bundan sonra da kadın kollarının her projelerinde yanlarında olacağım.

Hedefiniz nedir, biraz anlatır mısınız?
Hedefim önce halka inmek. Başından beri bahsettiğimiz kırgınlık, küskünlük, bölücülük, kutuplaşma konularını partiden ve yönetimimden uzak tutmak. Bunu başarabildiğim ve halkla kaynaşabildiğim ölçüde Cumhuriyet Halk Partisi’nin artık o eski heyecanını ve ruhunu yakalayabileceğine eminim. Biz kavgalarla uğraşırken seçimler kaybedildi, oylar düştü, elimize hiçbir şey geçmedi. Her başarısızlıktan, her oy düşüşünden sonra bakıyorum yine aynı şeyler konuşuluyor. Benim dönemimde o bunu dedi şu şunu dedi gibi cümlelere müsaade etmeyeceğim. Şu an çok güzel bir heyecan var partimizde ve ben bunun bozulmasına izin vermeyeceğim. Gençlerimizin eğitime ihtiyacı var. Onlarla ilgileneceğim. Yönetimdeki arkadaşlarımızın bana bakışı ve yardımları şuan için çok güzel.

Son olarak neler söylemek istersiniz?
Kongrede Gülay Hanım ve Muzaffer Bey’e oy verildi gibi gözüküyor ama bence CHP’nin yenilenmesine oy verildi. Kongredeki başarı beni çok gururlandırdı. Kendi adıma değil partim adına çok duygulandım. İlk kez bu kadar kalabalık, bu kadar coşku, bu kadar yenilenme heyecanı, tekrar dizlerimizin üzerinden ayağa kalma ihtiyacını duyduğumuz için çok heyecanlandım. Onun için tüm partililerime, bana güvenen herkese çok teşekkür ediyorum. Güvenlerini boşa çıkarmamak için canla başla çalışacağıma söz veriyorum. 7/24 gerekirse evimi ihmal ederek tüm vatandaşlarımızın dertlerini dinleyeceğim. Dertleri ve sorunlarını üst kademelere ulaştırmak için elimden geleni yapacağım. Vekillerimle ve il başkanımla koordinatlı çalışacağım. İnşallah bundan sonra ilçe örgütümüzü daha hareketli ve uyuşukluğundan kurtulmuş olarak göreceğimize inanıyorum.